Küllerinden Doğan Şehir Mostar
Mostar’a vardığımızda yaptığımız ilk iş; Dubrovnik için otobüs bileti ayarlamak oluyor. Bu rotada tren seçeneğimiz yok. Saat 17.00'deki otobüse aldığımız biletle Mostar gezimizi 7 saatle sınırlandırmış oluyoruz. Bu süre fazlasıyla yetiyor aslında. Çantalarımızı emanete bıraktıktan sonra şehir merkezine giden 15 dakikalık yol boyunca; savaştan hasar görmüş ve yıkılmak üzere olan binalar, duvarlardaki kurşun izleri bize eşlik ediyor. Mostar; bir köprünün iki yakası boyunca dizilmiş tek katlı, taş çatılı (evet, yapıların çatıları kiremit yerine taşlarla kaplanmış) taş evlerden oluşuyor. Ama burayı özel kılan; savaşın simgesi haline gelen, yaşıtlarımızın hepsinin çocukluğunda haberlerde yıkılışını izlediği Mostar Köprüsü. Savaşın izleri çoktan silinmiş, iyi restore edilmiş küçük bir turist merkezi şu an yerleşim. Acı geçmişin en somut kanıtı ise merkezin hemen yukarısındaki tepede yer alan mezarlık. Bembeyaz mezar taşlarının üzerindeki doğum tarihleri farklı olsa da ölüm tarihleri hep aynı; 1993.
Köprüde gezinirken bir anda korkuluğun diğer tarafına geçen mayolu gençler görüyoruz. Atlayacakmış gibi yaparak fotoğraf makinelerine veya kameralarına sarılan turistleri aniden heyecanlandırıyorlar, fakat bu; para vermeleri sonucunda turistlerin izleyecekleri köprüden atlayış için kısa bir tanıtım sadece. Uzun süre köprüde ve altındaki nehir kıyısında zaman geçirdiğimiz için bu geleneksel cesaret gösterisini bolca izliyoruz.
Mostar gezinizin, temmuz ayının son hafta sonuna denk gelmesi durumunda; her yıl düzenlenen ve 2014 yılında 447.si yapılan Uluslararası Mostar Dalış Yarışması'na denk gelebilirsiniz. Gece yarısı gece dalışı ile başlayan ve iki gün boyunca süren organizasyonda UNESCO Dünya Mirası Mostar Köprüsü'nden Neretva nehrine dalan farklı ulustan sporcuları izleyebilirsiniz.
Otobüs saatimiz gelince tekrar otogara gidiyoruz ve Dubrovnik'e doğru yola çıkıyoruz. Mostar-Dubrovnik yolunda sizi ilginç bir olay bekliyor. Bosna-Hersek’in Adriatik deniziyle tek bağlantısı olan Neum şehri, Hırvatistan topraklarını kısa bir süreliğine kesintiye uğratıyor. Bu yüzden iki kere sınırdan ve pasaport kontrolünden geçiyorsunuz. Eğer bizim gibi Split’e ulaşmak için aynı yolu tekrar gidecekseniz, hatta İstanbul'a geri dönüş yolunda uçağa binmek için Bosna-Hersek’e geri dönecekseniz, pasaportunuz giriş-çıkış damgalarıyla dolacak demektir.
Zaman:
20-28 Temmuz 2013
Rota:
İstanbul»Saraybosna»Mostar»Dubrovnik»Split»Zadar»Plitvice Milli Parkı»İstanbul
Kadro:
5 kişi
Ulaşım:
İstanbul-Saraybosna: Uçak (Pegasus ile 3-4 ay önce alınan biletlerle gidiş-dönüş 250 tl)
Saraybosna-Mostar: Tren
Mostar-Dubrovnik: Otobüs
Dubrovnik-Split-Zadar-Plitvice-Saraybosna (yani gezinin geri kalanı): Kiralık araç (Tekrar Saraybosna’ya döneceğimiz için aracın sınırdan geçmesine uygun belgelere 25 € fazladan vererek, 5 günlük 500 €’ya araç kiraladık. Toplamda yaptığımız 1200 km’den fazla yol için sadece bir kere 50€’luk benzin aldık.)
Saraybosna-İstanbul:Uçak
Masraf:
Gidiş-Dönüş Uçak Bileti: 250 tl (Pegasus)
Vize ücreti: 60€ + 8€ (banka işlem ücreti)
Bu ücreti ödememek için; Konsolosluğun hesap açtırmış olduğu Beyoğlu şubesinden vize harcını yatırabilirsiniz.
Seyahat sigortası: 10€
Araç kiralama: 100€ + 10€ (benzin)
Saraybosna Konaklama: 10€
Dubrovnik Konaklama: 84€ (2 gece)
Split Konaklama: 27€
Zadar Konaklama: 25€
Plitvice Konaklama: 40€ (2 gece)
1 kişi için uçak bileti dahil genel harcamalar toplamı (yeme-içme hariç): 460€
Bosna-Hersek'te
* Boşnak böreği ye ve yogurt (bizim ayran) iç!
* Bosna-Hersek'in acı dolu yakın geçmişiyle ilgili bir müzeye git!
* Mostar köprüsünden atlayanları izle!
* Saraybosna'da cevapcici ye!
Hırvatistan'da
* Dubrovnik limanında çeşit çeşit deniz mahsülü ye!
* Dubrovnik'te şehir surları üzerinde gez!
* Split'te Diocletian sarayının sokaklarında kaybol! (nasılsa hep aynı meydanlara çıkacaksın)
* Brac adasında Zlatni Rat plajına git!
* Zadar'ın taş sokaklarında çıplak ayakla dolaş!
* Plitvice milli parkının berrak mavi-yeşil sularında yüzememenin üzüntüsüyle ve doğaya hayranlıkla gez!