İspanya'da Saklı Bir Balıkçı Kasabası: Combarro
Şimdi sizi; İspanya'nın Doğu Karadeniz'i olarak nitelendirdiğim Galiçya bölgesinde küçücük bir balıkçı kasabasına götüreceğim. Bölümün adı "kenar köşe" ve amacı; pek bilinmeyen fakat bir şekilde benim yolumun düştüğü ve belki bir gün sizin de yolunuzun düşeceği yerler hakkında bilgi vermek, meraklandırmakken Combarro buraya çok yakışacak!
İspanya'nın Doğu Karadeniz'i GaliçyaÖncelikle Galiçya'dan bahsetmeden geçmemek gerektiğine inanıyorum. Portekiz'in kuzey komşusu, İber yarımadasının batı kıyısında, Atlantik Okyanusu'nu selamlayan Galiçya'ya İspanya'nın Doğu Karadeniz'i dememin bazı nedenleri var. Aynı Doğu Karadeniz gibi yemyeşil, çok fazla yağmur yağıyor (yıllık yağış miktarı yaklaşık Rize'ye denk) ve sosyal olarak geçmişine baktığımızda; işsizliğin çok fazla olduğu, bundan dolayı da çok göç vermiş bir bölge. En şaşırtıcı benzerliği ise yazının ilerleyen kısımlarına saklayıp biraz heyecan katıyorum:)
Fazla bilgi göz çıkarmaz tezinden yola çıkarak meraklıları için bir de film önerisi geliyor! 2002 yapımı ve aynı yıl San Sebastian (ki İspanya'nın deniz kenarındaki en müthiş şehirlerinden biridir kendisi) Film Festivali'nde ödül alan "Los Lunes al Sol" filmi tam olarak da bu işsizliği konu alıyor ve Galiçya'nın en kalabalık şehri olan Vigo'da geçiyor. Genelde pazara özgü olan güneşin tadını çıkarma eylemini, işsizlik sebebiyle pazartesileri de yapabilen bir grup işsiz tersane işçisinin gündelik hayatını anlatan filmin adı da bu "pazarlaşmış" pazartesilerden gelmekte.
Küçük ama sevimli balıkçı kasabası Combarro'ya geri dönersek; dar taş sokaklarıyla, sahilinde dizili küçük, rengarenk kayıklarıyla ve tipik mimari örnekleri "hórreo"larıyla daha ilk görüşte sevilen yerlerden biri. Taş sokaklarıyla, taş evlerin kemerli girişleriyle ve dar geçitleriyle bir ortaçağ yerleşimi havası da yaratıyor bende Combarro. Güneşin batmasıyla yanmaya başlayan sokak lambalarının sarı ışıkları, biraz önce yağan yağmurda ıslanan taş sokaklarda yansırken sahile varıyoruz. Karşımızda; süt liman bir deniz, üzerinde dans eden renkli kayıklar, kimi yerlerde denizin içine doğru giden ve kayıkları kıyıya çağıran küçük rampalar... Böyle bir manzarayı her gün izleyen evler dizili sahil boyunca. Evlerin bahçelerinde bulunan; taştan yapılma, kolonlar üzerinde yükselen ve bir mezarı veya küçücük bir evi andıran yapılar ilk dikkatimi çeken şey oluyor. Yol boyunca sıralı bu yapıların ambar olduğunu öğreniyorum arkadaşlarımdan.
Biraz daha detaylı inceleyince uyanış yaşıyorum. Kolonlar ile yerden yükseltilen ve bu kolonların tepesinde farelerin oraya ulaşmasını engellemek için konulan disk gibi taş parçalarıyla ve içindeki mahsüllerin havalanması için boşluklu bırakılmış ana duvarlarıyla aslında karşımda bir Doğu Karadeniz serenderi duruyor! Çiftçiliğin kapitalizme yenilmesiyle Doğu Karadeniz'deki akrabaları gibi hórreo'lar da çoğunlukla artık kullanılmıyor. Peyzajın bir parçası olarak kenarda durur olmuşlar günümüzde. İspanya'nın kuzey bölgesinde birçok yerde görülen bu ambarlar, bölgesine göre gerek geometri, gerekse malzeme, büyüklük ve yükseklik olarak çeşitlilik gösteriyor. Combarro'daki horreo'lar bizim serenderlerimize kıyasla oldukça küçük ve daha alçak.
Galiçya bölgesi belki de sırf deniz mahsulüne doymak için bile ziyaret edebileceğiniz bir bölge; yengeç, midye, karides ve eminim ki daha önce görmediğiniz birçok deniz mahsülü de dahil olmak üzere seçenek çok geniş. Gidince geleneksel lezzetleri ahtapot ve ızgara sardalyayı denemeyi unutmayın!
Festivaller ülkesi İspanya'da tabii ki bu küçük yerleşimde bile her yıl büyük bir şamatayla kutlanılan festivaller düzenleniyor. 16 Temmuz'da El Carmen'e adanmış festivalde; kayıklar, çiçekler ve bayraklarla süslenirken, 15 Ağustos'taki midye festivalinde büyük ihtimalle midyelere yerel biraları Estrella de Galicia eşlik ediyor. Tabii ki Galiçya'nın geleneksel içkisi kahve likörü de ön sıralarda yerini alıyordur.
Bu sevimli balıkçı kasabasında bulunmama, beni gezdiren yerel arkadaşlarım sebep oluyor. Kim bilir belki ben de sizin sebebiniz olurum! İspanya'da tatilinizi biraz uzun tutuyorsanız veya ikinci, üçüncü İspanya çıkarmanızda bulunuyorsanız Galiçya bölgesi; müthiş doğası, enfes deniz mahsülleri, tarihi şehirleri (misal; Santiago de Compostela) hatta yağmuru için bile ziyaret edilmesi gereken bir bölge. Aklınızda bulunsun!