Tarihi Değiştiren Tarih: Göbeklitepe

Göbeklitepe’nin varlığından haberdar olmam; yıllar önce izlediğim bir National Geographic belgeseline dayanıyor. Denk geldiğim ve büyük bir merakla izlediğim belgesele konu olan arkeolojik alanın, Türkiye sınırları içinde olduğunu duymak beni daha da şaşırtmıştı. Artan bu merak Göbeklitepe’yi görülecek yerler listesine eklememe sebep olmuştu. Ve yıllar sonra, 2018’in sıcak bir mayıs gününde insanlık tarihine dair şimdiye kadar bilinenleri değiştiren bu önemli arkeolojik alanı kendi gözlerimle görme fırsatım oldu!

Göbeklitepe Arkeolojik Alanı, Şanlıurfa
Çok merak edilen Göbeklitepe'yi görmenin verdiği mutluluk adlı çalışmam :)

Göbeklitepe ziyaretimden kısa bir süre sonra da burası hakkında sevindirici bir haber geldi. Temmuz 2018 tarihi itibariyle Göbeklitepe UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde! On iki bin yaşındaki (yazıyla 12000!) Göbeklitepe’nin neden bu kadar kıymetli bir keşif olduğuna dair bilgilerle başlamak yerinde olacaktır sanırım.

Göbeklitepe Ne Kadar Eski?
İnsan beyninin, bazı kavramların ölçeklerini hayal etme konusunda yetersiz kaldığı durumlar olabiliyor. Bence Göbeklitepe de bu olasılık için güzel bir örnek. Yukarıda da bahsettiğim gibi Göbeklitepe’nin yaşı 12000. On iki bin. Normal bir rakam gibi duruyor, o kadar da dudak uçuklatacak cinsten değil gibi geliyor kulağa bahsettiğimiz zaman ama taş devrine denk geliyor! Yani buz devrinin sona erdiği, insanların ateş yakabildiği ama yazıyı veya tekerleği henüz icat etmediği, kilden çanak çömlek yapmayı bile başaramadığı zamanlar!

Göbeklitepe, Şanlıurfa
Göbeklitepe'nin inşasına dair bir illüstrasyon.

Biraz kıyaslama yaparak Göbeklitepe’nin nüfus kağıdındaki yaşını idrak etmeye çalışırsak:
• Medeniyetlerin beşiği olarak adlandırılan Mezopotamya’nın ilk şehirlerinden 4600 yıl önce yapılmış.
• İngiltere’deki ünlü Stonehenge’den 6600 yıl önce yapılmış (işin daha da ilginci yapı olarak ondan çok daha karmaşık).
• Mısır piramitlerinden 7100 yıl önce yapılmış.

Göbeklitepe, Şanlıurfa
Mısır piramitlerinden daha da eski Göbeklitepe tapınağı.

Göbeklitepe Nasıl Keşfedildi?
Göbeklitepe’nin keşfinin ilginç bir hikayesi var. İlk olarak 1986 yılında tespit edilmiş olsa da arkeologlar tarafından kazıların başlaması 1995 yılıyla tarihleniyor. İşte hikayenin ilginçliği de 1986 yılında yaşanıyor tahmin edersiniz ki. Tarla sahibi tarlasını sürerken bir heykel buluyor ve bu heykeli büyük umutlarla 15 km mesafede bulunan Urfa’da, müzeye götürüyor ama müze müdürü bu heykelin değerini anlamıyor. Heykeli onca yol geri götürmek yerine bir yerde atmayı düşünen tarla sahiplerinin yardımına yine müze koşuyor ve depoya koyabileceklerini, geri götürmek zorunda olmadıklarını söylüyorlar. 1992 yılına kadar yeni mekanında uykuya dalan heykel, yine Şanlıurfa’da bulunan başka bir kazı alanının başkanı olan Alman arkeolog Klaus Schmidt tarafından şans eseri görülüyor. Parçanın değerli olduğunu anlayıp nereden geldiği, kimin tarafından getirildiğini araştırmaya başlıyor ve alana ulaşıyor. Yani 1995 yılında başlayan ve günümüze kadar 23 yıl süren kazılar, paralel evrende 1986 yılında başlayıp, günümüzde 34.yılında ve belki de tamamlanmış...

Klaus Schmidt Göbeklitepe, Şanlıurfa
2014 yılında hayatını kaybeden Alman arkeolog Klaus Schmidt (foto kaynak: arkeofili.com).

Göbeklitepe'nin Önemi
Gizemi hala tam olarak çözülememiş olsa da şimdiki verilere göre Göbeklitepe dünyanın en eski tapınağı. Bu arkeolojik alan, insanlık tarihine dair yeni bilgiler sağlarken mevcut bilgilerin de sorgulanmasına ve yeni soru işaretlerinin oluşmasına sebebiyet veriyor. Göbeklitepe’den önce elde edilen verilere dayanarak oluşturulan teoride; insanlık tarihinin, insanların avcı-toplayıcı toplumdan yerleşik hayata geçmesiyle başladığı ve yerleşik hayata tarım sayesinde geçildiği öngörülüyordu. Süreçte dini öğretilerin geliştiği ve dolayısıyla tapınakların inşa edildiği, küçük yerleşimlerin şehirlere, şehirlerin güçlü medeniyetlere dönüştüğü düşünülüyordu. Ama Göbeklitepe gösteriyor ki bu yapılar inşa edildiğinde toplum henüz tarıma geçmemişti yani hala avcı-toplayıcıydı ve o zamanın koşullarına göre muazzam ölçekte tapınaklar yapmışlardı!

Göbeklitepe, Şanlıurfa
Yeni yapılan üst örtüsünün altında Göbeklitepe kazı alanı.

Bilinen insanlık tarihini alt üst eden Göbeklitepe; şimdiye kadar gün yüzüne çıkartılan ve çapları 10 ile 30 metre arasında değişen 6 dairesel yapıdan oluşuyor. Yaklaşık 20 futbol sahası büyüklüğündeki kazı alanında yapılan radar taramaları gösteriyor ki toprak altında hala gün yüzüne çıkmayı bekleyen 14 tapınak daha var. Farklı büyüklüklerdeki dairesel planlı bu tapınak yapılarının tipik kurgusu şu şekilde: Dairesel yapının ortasında monolitik yani tek parçadan oluşan, boyları 4-5 metre yüksekliğinde ve ağırlıkları 40-50 ton arasında değişen, T şeklinde büyük taşlar bulunuyor. Bu taşların üzerinde çeşitli hayvan resimleri, insan figürleri bulunuyor ve taşların tamamında olduğu gibi, başarılı bir taş oyma işçiliği sonucu üretilmiş. Bu ana taşların başka bir şaşırtıcı durumu daha var ki biraz teknik bir konu: Bu 5 metre boyundaki ve 50 ton ağırlığındaki taşlar sadece 10 cm’lik bir oyuğa yerleştirilmiş, yani herhangi bir temeli yok ve herhangi bir yerden destek almıyor. Bu ana taşların etrafını yaklaşık 2 metre yüksekliğinde taş yığma duvar çevreliyor ve bu duvarların aralarında da yine T şeklinde, daha küçük monolitik kayalar yer alıyor. Tekerleğin olmadığı, yük hayvanlarının evcilleştirilmediği bir ortamda bu ölçekte işlerin yapılması gerçekten hayranlık uyandırıcı.

Göbeklitepe,Şanlıurfa
Dairesel formda yapının ana ve tali T şeklindeki taşları.

Göbeklitepe ile ilgili başka bir sır da; bunca zorluklar ve uğraşlar sonucu yapılan bu yapıların muhtemelen yine aynı topluluk tarafından, inşasından 1500 yıl sonra toprak ve taşla örtülüp kapatılması. Görünen o ki Göbeklitepe kazılarının bize sunacağı çok cevap var, hatta yeni sorular da...

Göbeklitepe'ye Nasıl Gidilir?
Şanlıurfa şehir merkezine 15 km mesafede bulunan arkeolojik alana maalesef toplu taşıma ile ulaşım şimdilik mümkün değil, tek seçenek özel araç veya taksi. Giriş ücretleri 20 tl olan alana, müze kart+ sahibiyseniz ücretsiz girebiliyorsunuz.

Göbeklitepe
Göbeklitepe'de ağız açık bir halde gözlemler yaparken.

Ulaşım konusunda ilerleyen süreçte seçeneklerin artacağını, alanın daha da düzenleneceğini düşünüyorum açıkçası. Bu konuda bazı gelişmeler şimdiden görülebilir; alanın mevcut girişinden daha aşağıda Göbeklitepe ziyaretçi merkezi binası neredeyse tamamlanmış. Doğuş Grubu tarafından yapılan binalar; Göbeklitepe’yi ziyarete gelenlerin biletlerini ve bilgilendirme kulaklıklarını alacakları, satış ünitesi, kafeterya, multimedya ve sergi salonu gibi destekleyici birimleri bulabilecekleri bir yapı olarak tasarlanmış. Göbeklitepe gibi dairesel formda yapılan iki binadan oluşan yapıda; yenilikçi bir yaklaşım olarak sıkıştırılmış toprak yöntemiyle yapılan duvarlar da dikkat çekiyor. Yani en azından doğal yapılara karşı ilgisi olan bir mimar olarak benim ilgimi çekti:).

Göbeklitepe Ziyaretçi merkezi binaları.

Göbeklitepe höyüğüne ulaşan merdivenlerin ilk adımlarında bile heyecanlanmıştım. Asıl kazı alanını birkaç metre yukarıdan incelerken ise; bu kadar eski bir tarihe tanıklık etmenin verdiği garip duygular çoktan heyecanımın önüne geçmişti. Benim için “tarif edilemeyen, yaşanan” duygular kategorisinde güzel bir yere kurulan Göbeklitepe, belki sizde de aynı etkiyi yaratır. Urfa’ya yolu düşenlere, düşeceklere tavsiyeyle duyurulur! Şimdiden keyifli gezmeler!


İlginizi Çekebileceğini Düşündüğüm Diğer Yazılar

X

Facebook Sayfamızı Beğenin!

facebook.com/sezinlegez