Güzel Atların Sürreal Ülkesi Kapadokya
Türkiye'ye gelecek veya gelmiş olan yabancılarla turistik muhabbetler ederseniz duyacağınız ilk iki yer; "Cappadocia" ve milletine göre değişen bir deformasyonla "İstanbul" olur. İstanbul'dan önce listenin başına kurulan Kapadokya'nın hakkını yememek lazım. Dünya'da eşi benzeri olmayan coğrafyalardan biri olarak bunu sonuna kadar hak ediyor.
Dünyada birçok yer gezip görmüşken kendi ülkenizde görmediğiniz yerlerin olması hatta yabancıların sizin ülkenizi sizden çok gezmesi durumu dünyanın her yerinde geçerli galiba; nasılsa kolay, her zaman gidip görebilirim düşüncesiyle önce uzaklardan, zor olandan başlamak gezmeye... Konuştuğum yabancılar Kapadokya ve İstanbul sıralamasını yaparken benim henüz Kapadokya'ya gitmedim beyanım garip oluyordu, ama dediğim gibi yabancılar her zaman kendi ülkenizi daha çok gezerler çünkü gezmeye gelmişlerdir:) Ben de İspanya'dayken birçok İspanyol arkadaşımdan çok daha fazla gezmiştim kendi ülkelerini. Bu duruma fazla alınganlık göstermeden, birkaç yıl önce bir tura katılarak Kapadokya'nın büyüsüne dahil olmuştum. Bu ilk gezimden yıllar sonra üniversiteden yakın bir arkadaşımın oraya yerleşmesi tekrar Kapadokya'ya gitmeme vesile oluyor. Bu sefer yerel insanlarla iletişimde olup, turistten öte gezme fırsatını yakalıyorum. İki kişi başlayan gezi planımız; Ankara'dan birkaç arkadaşın da plana dahil olmasıyla adeta küçük bir mezunlar buluşmasına dönüşüyor. Bu yıl ilki düzenlenen Cappadox Festivali'nin de bu tarihe denk gelmesi ile iyice renkleniyor Kapadokya gezim.
Kapadokya Ulaşım
Kapadokya bölgesine İstanbul'dan uçakla ulaşım için iki seçeneğiniz var; Nevşehir ve Kayseri. Bu iki hava alanı da rahatça kullanılabilir. Ben İstanbul'dan gidişte Nevşehir ı, dönüşte ise Kayseri hava alanını kullandım. Uçak saatlerini göz önünde bulunduran servisler ve otobüs firmalarının normal seferleri de var. Nispeten küçük olan Nevşehir Kapadokya Havaalanı, bagajınızın olmamasına sevineceğiniz hava alanlarından değil. Çünkü bagajınız olmasa da bineceğiniz servisler bagajı olan yolcuları da bekleyerek hareket ediyor.
Beklemeler ve biraz dolambaçlı yollarla Uçhisar'a varmam iki saati buluyor. Servis şoförleri tüm otelleri bilmese de (ki bölgede yüzlerce otel var) telefonla aldıkları destek sonrası servisteki herkesi otellerinin önünde bırakıyor. Beni önünde bıraktıkları otel; Anatelian Butik Otel. Yüksek sezon, 19 Mayıs tatili ve Cappadox Festivali birleşince Uçhisar'da boş otel bulmak biraz zor oluyor ama arkadaşım birkaç hafta öncesinden bu butik otelde yer ayırtıyor bizim için. Anatalien Butik Otel; temiz ve güzel odaları, Uçhisar Kalesi'nin hemen arka kısmında yer almasına rağmen sakinliğiyle bizi çok memnun eden güzel bir taş ev kompleksi. Otelin bahçesinde kahvaltımızı yaparken kale ve peri bacaları bize eşlik ediyor. 3 gün boyunca sevip, oynayıp yerde beraber yuvarlandığımız, köpek yavrusundan ziyade koyun yavrusuna benzeyen Lilly ise otelimizin bonusu.
Kapadokya Nasıl Oluşmuş?Dünya'da eşi benzeri olmayan coğrafyalardan biri olan Kapadokya bölgesinin nasıl oluştuğunu kısaca anlatarak merak giderme ile başlıyorum yazıya. Önceden iç deniz olan bölgenin günümüzdeki halini almasını iki aşamalı düşünebiliriz; ilk aşama çevresindeki Erciyes, Hasan, Melendiz Dağı gibi volkanik dağların faaliyete geçmesi sonucu oluşan yüksek ısının denizin kurumasına neden olması ve volkanik patlamalar sonucu oluşan lavların bu eski deniz yatağını doldurması. İkinci aşama ise; lavların kurumasıyla oluşan yumuşak kayaların milyonlarca yıl boyunca akarsular tarafından aşındırılarak vadilere, kuvvetli rüzgarlar tarafından aşındırılarak da peri bacalarına dönüşmesi.
Peki peri bacalarının tepesindeki büyük taş kütleleri nasıl oluşuyor? Tüm peri bacaları neden aynı değil? gibi deli sorular belirirse kafanızda; bölgedeki her vadinin kayaç yapısının ve dolayısıyla aşınmalarının farklı olması, rüzgar yönünün de farklılık göstermesi kafanızı rahatlatacak cevaplar olacaktır.
Şimdiye kadar bahsettiklerim Kapadokya'nın oluşmasındaki jeolojik etkenler. Son rotüşları yapanı da tahmin edersiniz; insanoğlu! Yüzyıllar boyunca bölgede; Hitit, Pers, Kapadokya Krallığı, Roma ve Bizans İmparatorlukları hakimiyet kurmuş. Kapadokya ismi de bu uygarlıklardan birinin izini günümüze kadar getiriyor. Kapadokya'nın anlamının "güzel atlar ülkesi" olduğunu eminim biliyorsunuzdur ama bunun Persler'den geldiğini belki duymamışsınızdır. Oyulmaya çok uygun bu kaya kütlelerini oyarak barınma, korunma ve inanç ihtiyaçlarını karşılamak için evler, manastırlar, kiliseler, yeraltı sığınakları yapmış insanlar.
Kapadokya'da FestivalBu genel Kapadokya bilgilendirmesinden sonra biraz da 2015'te ilki düzenlenen ve her yıl düzenlenmesi planlanan Cappadox Festivali'nden bahsedeyim. Müzik, çağdaş sanat, gastronomi ve açık hava etkinliklerini kapsayan geniş kapsamlı bir festival ve adını, Kızılırmak'ın bölgeye uzanan kolunun antik isminden almış. Yerli ve yabancı birçok sanatçının yer aldığı festivalde; eski veya restore edilmiş mekanlarda sergiler, yerel mutfak tadımları, meditasyon, doğa yürüyüşleri düzenlenmiş. Tabii ki Kapadokya'nın büyülü atmosferindeki konserler de unutulmamış. Aşk vadisinde gün doğumu konserlerinde Kapadokya'nın büyülü atmosferini Mercan Dede; müziklerle süslerken havalanan ve bazen de yanı başınızdan geçen balonlar da görüntü olarak pekiştiriyor manzarayı. Festivale katılan yerli ve yabancı sanatçıları Uçhisar'ın muhtelif yerlerinde görmek çok olası. Hatta Erkan Oğur'u bir yolun kenarında oturmuş saz çalarken görmeniz bile muhtemel.
Kapadokya'da Görülecek YerlerKapadokya bölgesinde görülmesi gereken yerler, geniş bir alana serpilmiş. Bazıları büyük bazıları küçük bu yerleşimleri birbirine bağlayan dolmuş gibi toplu taşıma araçları bulunmuyor. Eğer Kapadokya bölgesindeki her yeri ziyaret etmeyi düşünüyorsanız araç kiralamak öncelikle yapmanız gereken şey. Benim bu seferki gezim Uçhisar ve yakın çevresine odaklıydı ama Kapadokya bölgesinde görülmesi gereken yerleri sıralayıp biraz daha detaylı bilgi vermeden önce hazırladığım haritayı kontrol edebilirsiniz.
Uçhisar
Kapadokya bölgesinin en yüksek yerleşimi. Uçhisar Kalesi ise Kapadokya'nın en yüksek noktası oluyor.
Avanos
Kızılırmak kıyısına kurulmuş bir ilçe. Nehir kıyısında piknik yerleri, nehre karşı oturup bir şeyler içeceğiniz cafeleri, nehirdeki Venedik gondolları ile çok hoş bir ilçe. İlçedeki seramik yapım geleneği Hititlerden beri süregelmekte. Bu seramiklerin yapımında Kızılırmak tarafından getirilen kızıl toprak ve milden elde edilen çamur kullanıyorlar. Bu seramik geleneği ile ilgili bir müzeye gitmek isterseniz taşların içine oyulmuş sergi salonları, seramik koleksiyonları ve çağdaş resim, fotoğraf sergileri, seramik yapım ve boyama atölyeleri ile Güray Müzesi'ni listenize eklemelisiniz. Bonus olarak Avanos'ta restoran önerisinde bulunabilirim; salaş mekanı ve lezzetli yemekleriyle (özellikle testi kebabı) Konak Restorant lezzetli bir mola noktası.
Göreme
Nevşehir'e 10 km uzaklıkta yer alan, etrafı vadilerle çevrili, Roma döneminden bugüne kadar gelen kayalara oyulmuş evler ve bacalarla dolu bir yerleşim merkezi.
Göreme Açık Hava Müzesi
Göreme'ye 1 km. uzaklıkta yer alan kaya yerleşimi. M.S 4.yüzyıldan 13.yüzyıla kadar yoğun bir şekilde manastır hayatı yaşanmış. Hemen her kaya bloğunun içerisinde kilise, şapel, yemekhane ve oturma mekanları bulunuyor. Burası; manastır eğitim sisteminin başlatıldığı yer olarak kabul ediliyor.
Hacı Bektaş Veli Türbe ve Müzesi
Hacıbektaş ilçesinde yer alan türbe ve müze biraz uzak bir gezi noktasını oluşturuyor. Nevşehir'e 60 km mesafedeki ünlü islam filozofu Hacı Bektaş-ı Veli'nin türbesinin de bulunduğu bu dergah zamanınız varsa kaçırmamanız gereken yerlerden.
Paşabağı ve Zelve Vadisi
9. ve 13. yüzyıllarda Hristiyanların önemli yerleşim merkezlerinden biri. Peri bacalarının en yoğun olduğu bölge.
Ürgüp
Nevşehir'e 20 km uzaklıkta yer alıyor ve Kapadokya bölgesinin en önemli merkezlerinden biri.
Mustafapaşa
Ürgüp'ün 6 km güneyinde yer alıyor. Duvarlarında resim ve rölyeflerin yer aldığı iyi taş işçiliği örneği evleriyle Kapadokya'nın en güzel köylerinden biri. Ayrıca Mustafapaşa'nın batısında yer alan Gomeda Vadisi de görülmeye değer yerlerden biri. Ihlara Vadisi gibi; içinden geçen derenin yamaçlarında oyma kiliseler ve barınaklar bulunuyor.
Kapadokya Yeraltı Şehirleri
Kapadokya bölgesinde farklı büyüklüklerde 150-200 civarında yeraltı yerleşimleri bulunmakta. Bunlardan en önemlileri;
Kaymaklı Yeraltı Şehri: Nevşehir'e 20 km mesafede bulunan, iki katı erken döneme ait olmak üzere 8 katlı bir yeraltı yerleşimi. Bugün sadece 4 katı ziyarete açık olan bu akıl almaz yerleşim; dar koridorlarla birbirine bağlanan oda ve salonlara, şarap depolarına, su menfezlerine, mutfak ve erzak odalarına, havalandırma bacalarına, su kuyularına, kilise ve herhangi bir tehlikeyi önlemek için sürgü taş kapılara sahip. Bazı geçitlerde ortasında bir delik bulunan yuvarlak disk gibi taşlar dikkatinizi çekecek. 200 ile 500 kilo arasında değişen ağırlıklarıyla acil durumlara hazır eşiklerde bekliyor. Ortasındaki delik ise; geçidi açıp kapamaya, düşmanı görmeye veya ok, mızrak kullanmaya yaramakta.
Derinkuyu Yeraltı Şehri: Tarihi M.Ö 7. yüzyıla dayanan bu yeraltı şehrinde 20.000 kadar insanın yaşadığı tahmin ediliyor. 8 katlı bir yeraltı şehri olan Derinkuyu'da turistler ancak tüm şehrin %10-15'lik bölümünü ziyaret edebiliyor. Kaymaklı'dan farklı olarak; misyonerler okulu, günah çıkartma yeri ve vaftiz havuzu bulunmakta. Ayrıca, dünyanın en eski akıl hastanesi de bu yeraltı şehrinde bulunmakta.Mazı Yeraltı Şehri: Ürgüp'e 18 km mesafede bir yeraltı şehri. Şuana kadar değişik yerlerde bulunan 4 giriş tespit edilmiş.
Tatların Yeraltı Şehri: 1991'de ziyarete açılmış. Mekanın büyüklüğü, erzak depolarının ve kiliselerin çokluğu ile dikkat çekiyor. Ancak küçük bir kısmı temizlenmiş, 2 katı ziyarete açık. Bu yeraltı şehrinin en önemli özelliği diğer şehirlerde bulunmayan tuvaletlerin olmasıdır.
Çavuşin
Kapadokya bölgesinin en eski yerleşimlerinden biri.
Devrent Vadisi
Hiç yerleşimin olmadığı tamamen farklı şekillerdeki peri bacaları ve kayalardan dolayı hayal vadisi de denilen vadi. Burada bir mola verip kendi hayal gücünüzün sınırlarını kontrol edebilirsiniz. Gökyüzündeki bulutları birşeylere benzetme oyununun yeryüzündeki hali gibi...
Ortahisar
Ürgüp'e 5 km mesafede bulunmakta. Kapadokya bölgesinin en büyük peri bacası Hititler zamanında oyularak bu yerleşimin kalesine dönüştürülmüştür.
Keşlik Manastırı
Kayseri'ye bağlı bir köy olan Keşlik Ürgüp'e 15 km mesafede bulunuyor. Keşlik manastırı; kayaya oyulmuş iki kilise, yemekhane, ayazma, keşiş hücreleri, şarap yapım bölümleri ve şapellerden oluşuyor.
AkvadiAşk vadisi olarak da bilinen vadi, Uçhisar ve Çavuşin arasında yer alan 4900 metrelik bir vadi. Pek çok peri bacası oluşumunu görebileceğiniz bir yürüyüş parkuru.
Güvercinlik Vadisi
4100 metre uzunluğundaki vadide insanlar tarafından güvercinler için oyulmuş birçok yuva bulunmakta. Bu yuvalara da zaten güvercinlik denilmekte:) Güvercin dışkılarının üzüm bağları için iyi bir gübre olduğunun fark edilmesi üzerine yöre halkı tarafından yüzyıllar önce güvercin yuvaları yapılmış ve burada beslenilen güvercinlerin dışkıları gübre olarak bağlarda kullanılmış.
Ihlara Vadisi
Kapadokya'nın en popüler yürüyüş parkurlarından biri olan Ihlara vadisini, kaya içlerine oyulmuş kiliseler ve Melendiz Çayı süslüyor.
Tabii ki Kapadokya'nın olmadan olmazları arasında ilk sıraları alan; sabahın ilk ışıklarını sıcak hava balonunda, yükseklerde selamlamak var. Benim de henüz gerçekleştiremediğim balon turu, Kapadokya'ya üçüncü bir gezi düzenlemem için yeterli bir neden! Rotasında Kapadokya bölgesi olanlara şimdiden keyifli gezmeler.